Kübizm nedir?

Sanatın pek çok dili, pek çok yolu, pek çok dönüm noktası ve bir birinden çok farklı bakış açıları var. Sanat toprağa atılan ama tam olarak hangi bitkiye ait olduğu bilinmeyen bir tohum gibidir. Siz bir portakal ağacı beklerken o size bir kayın ağacı verebilir. Ama her ne olursa olsun atıldığı toprağın ait olduğu kültürden, tarihten, ideolojilerden ve o topraktaki yaşan insanların insanların hayatına etki eden diğer tüm şeylerden etkilenir.

Bazen çok açık bir üslupla anlatır derdini, bazen insanı düşüncelere yöneltir. Bunun en büyük örneklerinden biri 1907 yılında Paris’te gerçekleşir. Meçhul bir tohum heyecanla toprağa bırakılır. Yeşeren ağaçsa bu güne kadar eşi benzeri görülmemiş bir meyve verir, yani kübizmi ve dolayısıyla Picasso’yu.

Kübizm Picasso’nun sanatının 3. dönemi aslında çünkü hayatında yaşadığı her kırılmanın ardından o kırılmalarını etkileri sanatına doğruca yansır. Önce İspanya’dan kalkıp beş parasız bile olsa yaşamak için Paris’e gelir. Çünkü Paris ona büyüleyici bir şehir gibi görünür ama çektiği tüm yoksulluk etrafındaki yaşlılık ve ölümler onu daha Paris’te geçirdiği ilk günlerde değiştirir ve Picasso’nun mavi dönemi başlar.

Çünkü resimlerinde hep mavi renkler baskındır hüznün rengi yaptığı tabloları baştan sonra esir alır. Birkaç yıl sonra Picasso aşık olur ve sanatının pembe dönemi başlar. Melankolik ve duygu yüklü konuları resme dökerken pembe ve tonları resimlerine hakim olur.

Picasso’nun sanat tarihini baştan sona değiştiren ve yepyeni bir bakış açısı katan keşfi ise Kübizm. O her güzelliğin ardından çirkinlik her korkunun ardında bir cesaret olduğunu öğrenecek kadar tecrübe edinmiş bir sanatçıdır. Bir insanın sadece karşıdan baktığınızda görünen kısmını değil o insanın sağını solunu ve arkasını da aynı kadraja sığdırmayı denemesi kübizmin başlangıç hareketi olur ve Picasso o yıldan itibaren hayatını Kübizm tarzında eserler vermeye adar.

Ama bir sanat akımının akım unvanını alabilmesi için sadece tek bir kişinin onu icra etmesi asla yeterli olmaz. Akım bir noktadan başlayıp başka noktalara da dağılabilen ve başkaları tarafından da yönlendirilen bir şeydir. Kübizmi bir akım haline getiren ise Georges Braque olur.

Picasso’nun bir sergisinde ilk kübist eserlerini görür ve sergiden ayrılır ayrılmaz ilk kübist eserini oluşturur. Kübizmi sadece bir tablodaki geometrik şekiller veya üç boyutlu cisimleri her boyutuyla resmetme çabası olarak adlandırmak kafi olamaz ki kübizm zaten sadece resimle sınırlı kalmayıp zamanla kendini edebiyat, fotoğraf ,mimari ve sinemada da gösterir.

Ama işin aslı Kübizm 20 yüzyılda hızlı bir şekilde sanayileşmeye başlayan dünyada yapayalnız ve paramparça insanlığın resmedilişidir. Tüm bu yalnızlık ve parçalanmış beraberinde bir yabancılaşma getirir. İnsanın kendi hayatına yabancılaştığı ve dünya ile tüm bağlarının koptuğunu hissettiği bir dönemdir.

Geleneksel düşünce ve sanat anlayışları bu yabancılaşma içindeki dünyayı karşılayamadığı için hayal gücünden beslenen kübizme ihtiyaç doğar ve ihtiyaç duyulan o yeni akım Picasso’nun fırçasında hayat bulur.

Pablo Picasso Guernica

Picasso’nun tartışmasız en önemli ve kübizmin başlıca en büyük eserlerinden biri olan Guernica bunun en önemli örneklerinden biri, Paris’in işgali sırasında Picasso’nun bu eserini gören bir nazi askeri bu tabloyu onun yapıp yapmadığını sorar. Picasso’ysa  çok sakin bir içimde “hayır siz yaptınız” diye cevap verir.

Onun bu tarihi cevabı kübizmin temel taşlarından biri haline gelir. Daha sonraki yıllarda kübizmi dünyanın her yerinde görebiliyoruz. Öyle ki Türkiye’de bile bu akımı benimseyen ve bu doğrultuda eserler veren sanatçılar mevcut Nurullah Cemal, Berk Faikier, Elif Naci, Abidin Dino ve Zühtü Müridoğlu gibi sanatçılar geleneksel sanat anlayışına sadık kalmanın Türk sanatı için yeterli olmayacağını ve çağdaş sanatları takip etmenin de önemli olduğunu düşünürler.

1907 yılında yeşeren o tohum şimdi dev bir orman haline geldi. Kübizm dallanıp budaklandı ve bambaşka akımlara öncü olacak tohumları toprağa serpti, sanat dünya üzerindeki yolculuğunu hiç yaşlanmadan sürdürmeye devam etti.

Bir yanıt yazın