Her haberde duyarız, Bilim adamlarının fareler üzerinde yapmış oldukları deneylerde.. diye başlayan cümleleri. İşte bunun açıklaması:
Deneysel amaçlarla kullanımda başı çeken hayvanları toplam içerisindeki %56’lık oran ile fare ve bunu %24 ile takip eden sıçan oluşturuyor. Bu türlerin toplam 3 haftalık gebelik süreleri sonunda bir defada 8–12 yavru sahibi olmaları, bu yavruların 3 hafta sonra sütten kesilmeleri ile birlikte annelerinin yeniden doğurganlığına kavuşması üretim için önemli bir avantaj sağlıyor. Bunun yanında yeni doğan fare ve sıçan yavruları da en geç 3–4 ay içerisinde üretken hale geliyor ve üremek için de belli bir mevsimi gözetme gibi bir dezavantaj da taşımıyorlar.
Beslenme ve üreme koşulları biraz daha zahmetli olsa da gerbil (çöl faresi), hamster (cırlak sıçan), tavşan ve kobay da kullanılagelen deney hayvanları arasında yer almaktadır. Halk arasında ‘denek’ anlamında tüm deney hayvanları ‘kobay’ olarak bilindiği için kobay ismi belki şaşırtıcı gelebilir. Ama aslında Türkçe’ye kobay diye çevrilmiş olan bu hayvan da bağımsız bir türü oluşturmakta. Latince sınıflamada Cavia aperea porcellus, İngilizce’de ise ‘guinea pig’ olarak adlandırılan bu hayvanın ana vatanı ise Güney Amerika olup İngilizce’de kullanılan Gine ile de hiçbir ilgisinin olmaması ayrıca enteresan bir özellik olarak göze çarpıyor. Daha nadir olarak ise domuz, inek, koyun, maymun, kedi, köpek, balık, kurbağa, yılan ve kuşlar da deney hayvanı olarak kullanılmaktadır.
Elbette bilimsel amaçla dahi olsa deney hayvanı kullanımı rastgele yapılabilecek bir şey de değil. İlk kez 1964 yılında yayınlanan ve daha sonra da birkaç yıl ara ile çok sayıda ek düzenlemeden geçen Helsinki Bildirgesi’nde insan çalışmalarının yanı sıra hayvan deneyleri de çeşitli etik değerlere bağlanmıştır. Genel olarak hayvan deneylerinin uluslar arası kabul görmesi için bu bildirgenin öngördüğü şartlara uygunluk da bir zorunluluk olarak kabul edilmiş, çoğu ülke ve üniversitede toplanan etik kurullar da yapılan ve yapılacak araştırmaları bu yönden denetlemektedir. Bu kurallar ile deney hayvanlarının gereksiz yere zarar görmesi, acı çekmesi ve deney sonunda öldürülmesi kaçınılmaz ise en uygun yöntemin hangileri olabileceği en ince ayrıntısına kadar düzenlenmiştir.